11 Mart 2019 Pazartesi

Mehmet Korkutal / Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü


 MEHMET KORKUTAL 

REİS ŞEHİT MESUT ŞEKER ORTAOKULU

18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ VE ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ ETKİNLİKLERİMİZ             

    TÜRKÇE DERSİ KAZANIMLARINI KAZANIYORUZ

                                                       PROJESİ ŞUBAT AYI ORTAK ÜRÜNÜDÜR

                      TÜRK VE FRANSIZ ASKERİ



Her savaşta olduğu gibi, Çanakkale Savaşı’nda da kahramanca savaşan Türk askeri, düşmanlarını bile hayran bırakmıştır. Bu savaştan, bir kolu ile bir bacağını kaybeden Fransız generali, yurduna döndükten sonra, anlattığı bir savaş anısında şöyle konuşmuştur:
-  “Fransızlar, Türkler gibi mert bir milletle savaştıkları için daima iftihar edebilirler. Hiç unutmam, savaş bittikten sonra, yaralı ve ölülerin arasında dolaşıyorduk. Bu sırada gördüğüm bir hadiseyi ömrüm boyunca unutmayacağım.
           Yerde bir Fransız askeri yatıyor, bir Türk askeri de kendi gömleğini yırtmış, onun yaralarını sarıyor, kanlarını temizliyordu. Tercüman vasıtasıyla “Niçin öldürmek istediğin düşmana yardım ediyorsun?”  diye sorduğumuzda, bitkin bir halde olan Türk askeri, bize şöyle cevap verdi:

“Bu Fransız yaralanınca, cebinden yaşlı bir kadın resmi çıkardı. Bir şeyler söyledi.
Anlamadım ama, herhalde resimdeki kadın annesiydi. Benim ise kimsem yok. İstedim ki o kurtulup, anasının yanına dönsün.”
Bu asil duygu karşısında hüngür hüngür ağlamaya başladım. Bu sırada emir subayım, Türk askerinin gömleğini açtı. O anda gördüğüm manzaradan, yanaklarımdan sızan göz yaşlarımın donduğunu hissettim. Çünkü Türk askerinin göğsünde, bizim askerinkinden daha ağır bir süngü yarası vardı, ve bu yarayı otla kapatmıştı. Daha sonra her ikisi de, aşırı derecede kan kaybettikleri için öldüler. Türk askerinin bu asil davranışını ömrüm boyunca unutamam

         
ÇANAKKALE



Öğün ey Çanakkale,  cihan durdukça öğün !
Ömründe göstermedin bin düşmana bir düğün
Sen bir büyük milletin savaşa girdiği gün,
Başına yüz milletin birden üşüştüğü yersin !

Sen savaşa girince mızrakla,  okla,  yayla,
Karşına çıktı düşman çelikten bir alayla.
Sen topun donanmayla,  tüfeğin  bataryayla,
Neferin ordularla boy ölçüştüğü yersin !

Nice tüysüz yiğitler yılmadı cenk devrinden,
Koştu senin koynuna çıkar çıkmaz evinden
Sen onların açtığı bayrağın alevinden,
Kaç bayrağın tutuşup yere düştüğü yersin !

Toprağından fazladır sende yatan adamlar,
Irmağın kanla çağlar,  yağmurun  kanlı damlar,
O cenkten armağandır sana kızıl akşamlar,
Sen silahın inançla son dövüştüğü yersin !


Bir destana  benziyor senin bugünkü halin,
Okurken duyuyorum sesini ihtilalin.
Öğün,  ey Çanakkale ki Mustafa Kemal’in,
Yüz milletle yüz yüze görüştüğü yersin.

                         Faruk Nafiz ÇAMLIBEL



MEHMETÇİK

Esaret zincirini kanlarla kıran Mehmet,
Hürmetle eğilmede huzurunda bu millet,
Kan verdin şu toprağa ebedi şan aldın sen.


Düşündüler mi onlar üç kıtanın fethini,
Düşündüler mi onlar şanlı tarihini.
Çoştun da bir zamanlar atlamıştın Tuna'yı,
Ezmiştin hasımları sarmıştın Viyana'yı.


Unutulmuştu demek o istila günleri,
Tarihe nam saldığı Türk'ün şanlı günleri.
Hatırladın sen o şerefli anları,
Çanakkale önünde boğarak düşmanları.

Çarpışarak orada bulmak için hakkını,
Durdurdun imanınla,çoşup gelen akını.
Bir kere daha geçti şanlı tarihe ismin,
Sen bizim kalbimizde ölmez ve ebedisin.


E.kıdemli Alb. Celalettin Alıcı
15 Şubat 2006




Bir Yolcuya
( Bu şiir Gelibolu yamaçlarında yazıldı.)

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğüm bu tümsek, Anadolu’nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda,
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğuldu sele,
Mübarek kanını kattığı yerdir.

Düşün ki, hasrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin,
Bir harbin sonunda, bütün milletin,
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.

NECMETTİN HALİL ONAN



 12 YAŞINDAKİ NEZAHAT ONBAŞI


Tabur Komutanı Binbaşı Halit Bey'in kızı 12 yaşındaki Nezahat onbaşının da, bu küçük yaşına rağmen elinde silahı asker kıyafetiyle Türk ordusuyla birlikte çeşitli muharebelere katıldığını anlatan Köstüklü, ''Ata binmesini ve silah kullanmasını çok iyi bilen bu kız çocuğu Milli Mücadele boyunca 70. Piyade Alayı'nın bir mensubu olarak alayla birlikte tam bir asker gibi, cepheden cepheye koştu. Hatta bu Alaya, o bölgede 'Kızlı Alay' denmişti'' dedi.
Köstüklü, Çanakkale Savaşı'na katılan Galatasaray, Konya ve İzmir Liseleri gibi birçok okulun öğrencisinin şehit düştüğünü belirterek, savaşın olduğu dönemde bu üç lisenin mezun bile veremediğini bildirdi.
Vatanın kurtulması için Türk milletinin kadını erkeği ve çocuğuyla tek vücut olarak düşmana karşı koyduğunu ve yabancı unsurları Türk topraklarından attığını belirten Köstüklü, ''Türk çocuğu yeri geldiğinde omzunda silahla cephede savaştı, yeri geldi istihbarat için haber taşıdı, yeri geldi Türk askerine su, ekmek ve mermi götürdü. Bugün kahramanlık destanları yazarak gazi ya da şehit olan bu çocukların birçoğu bilinmemektedir'' dedi.


TÜRK  MİLLETİ  VE  ORDUSU  İÇİN  YABANCILARIN  GÖRÜŞLERİ :

* Harpte iki meş’um (uğursuz) şey vardır. Bunlardan biri taş duvara körü körüne yüklenmek, diğeri kuvvetleri birtakım ayrı ve bağlantısız harekata dağıtıp körletmektir. Biz bu iki ahmaklığı yapmanın tehlikesiyle karşı karşıyayız. (İngiliz Başbakanı (Askuyit))


* Türkler, Çanakkale’yi zorlayan çağının en ileri tekniğine sahip güçler karşısına adeta bir kale gibi dikilmişlerdir. Çörçil))

* Bu Türk kıtaatının cesaret, metanet ve se’bat cihetiyle takdir ve senaya liyakatı, her şüphenin fevkinde bulunmuştur. Donanmasının ateşiyle de, en müessir surette muavenet gören pek cesur bir düşman taarruzlarına karşı sayısız muharebelerde bu kıtaat mevkilerini muhafaza etmişlerdir. (Alman Generali Liman von Sanders)


* Çanakkale Boğazı’ndaki Türkler ve Almanlar da 18 Mart’ı aralıksız takip eden sessiz günler, şaşkınlık ve sonra da, büyük bir sevinç uyandırdı. Moral, son derece yüksekti. Kaleler ve tabyalardaki hasar da kolaylıkla giderilmiş olmakla beraber, ağır bataryaların cephane durumu ciddiyetini koruyordu. ( ( Rabır Rot Ceyms)


















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Serap Seçkin Edirne Gazi ilkokulu